Veda


Turuncu balığın rengi soldu
Kumral kızın gözleri doldu
 
Anlaşıldı ki, turuncu balık hasta
Bilir mi kumral kız hastalığı bu yaşta?
 
“İyileşeceksin” dedi kumral kız hiç bıkmadan,
Sadece uyuyacağında ayrıldı turuncu balığın başından.
 
Maalesef turuncu balık sabaha öldü
Yine maalesef kumral kız bunu gördü
 
Hıçkırıklara boğuldu, ağladı
Geri dönüşü yok, ölümü anladı.
 

Bundan 5 yıl önce, kardeşi doğduğunda, Ela kafasını kardeşe takmasın, başka bir uğraş bulsun diye ona bir balık geldi: İncik. 

Sonra İncik yalnız kalmasın diye yanına Boncuk’u aldık. 2 gün geçmedi, ilk göz ağrımız önce bir köşede hareketsiz bekleşti, sonra da ters dönüp suyun yüzüne çıktı! İşin ilginci, akvaryuma her yeni balık gelişinde, sanki bir kara büyü, bir lanet gibi, bir önceki hastalanıyor ve ölüyordu. Bir süre yeni balık alımını durdurduk. Tek balıkla uzun süre gül gibi geçindik gittik. Sonra “ya bu yalnız olmuyo” gibi kıpırdanmalar başlayınca korka korka yeni bir balık alıp, akvaryuma saldık! Yine 2 güne kalmadan Ela’nın endişeli sesi duyuldu: “Anne balığın üstünde beyaz beyaz bi şeyler var.” İnternetten, bilenlerden öğrendiğimize göre MANTAR! Meğer akvaryuma her yeni gelen balık, eski bulunduğu suyun mantarını getirebilirmiş. Bu yüzden balıkla birlikte akvaryuma bir ilaç damlatılmalıymış.

Hemen 2 balığı ayırdık, türlü ilaçlar damlattık, okuduk üfledik, ağladık. Ama kurtaramadık. Ölüm kısmını çocuklar görmedi. Onlar hasta balığın veterinere gittiğini, orada başka bir balığa aşık olup evlendiğini ve eşinin yanında kalacağını zannediyorlar. Gerçekten inandılar mı, yoksa inanmak işlerine mi geldi bilmiyorum. Ama ikinci bir “ölümle yüzleşme” sahnesi yaşayamayacaktım.

Çünkü İncik’in öldüğünü ilk Ela görmüş, ağlayarak bize haber vermişti. En kötü kısmı ise, Aytuğ’un ölü balığı -bir erkek kalpsizliğiyle!- alıp, klozete atıp, sifonu çektiğine şahit olmasıydı! Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ederken, bir kutunun üzerine “Güle Güle İncik” yazıp, bahçeye kutuyu gömmüş ve aslında kanalizasyonu çoktan boylamış İncik’e bir nevi saygı cenazesi düzenlemiştik. O üzüntüsü arasında Ela, kutuyu İNCİ sanıp hırsızlar çalmaya kalkmasın diye “K” harfine ekstradan vurgu yapmamız konusunda bizi uyarmayı ihmal etmemişti.

Kedi, köpek, balık, kuş…. İsim verdiğiniz andan itibaren, onlar sizi hayata bağlayan neşe kaynakları, tüm angaryalarına rağmen ailenizin bir bireyi oluveriyorlar.

Gelmiş geçmiş tüm evcil DOSTLARA selam olsun. Alır mısın, derseniz de cevabım “Aman, benden uzak olsun!”

6 thoughts on “Veda

  1. ahaha çok güldüm 😀
    ela çok zekiymiş maaşallah 😀 inci kutusu olsaydı bi dakka bile durdurmazlardı, çalarlardı hırsızlar..

Üniversitede Hayat için bir cevap yazın Cevabı iptal et