Ayça bu ara fena halde bana yapışmış durumda. Ayrılmaz kuyruğum şeklinde evde nereye gidersem peşimden geliyor. Ufak gaflet anlarında, yanından sıvışıp, mesela su içmeye filan gitmişsem telaş içinde yetişip beni fırçalıyor.
Zaten bu ara sürekli fırçalıyor.
Banyoya girdim. Ayça da peşimden.
Çamaşır makinası durmuş. İçindekileri leğene boşalttım. Nasıl onu atlatıp, ondan habersiz makinayı çalıştırdığım konusunda fırça yedim. Deterjanı o koyacakmış efendim.
Asmak üzere arka odaya gittim. Ayça da peşimden.
Ayça’nın çorba lekeli tişörtünü elime aldım, silkeledim. Havaya kaldırıp, kendi kendime “aaa leke çıkmamış” dedim.
Bi fırça da bu sebeple yedim: “Anne ben sana Veniş koy demiştim. Beni çağırsaydın, ben koyardım!”
Kardeşim sen o reklamı ne zaman gördün, ne anladın, ne zaman yalayıp yutup içselleştirdin? Nasıl cümle içinde doğru yerde kullandın?
En uyduruk dediğimiz reklam bile –hedef kitle medef kitle dinlemeden– nasıl beyin yıkıyor; takdimimdir.
Veniş ne? Ben duymamışım. Demek reklam başarılı, malum ailelerin tüketim trendlerini çocuklar belirliyormuş.
neyse ki zeliş aşağıda cevaplamış benden önce. Yorumun üzerine, daha anlaşılır olsun diye, hemen bir resim kondurdum. Bu evhanımlığından bihaberliğini de okuduğun bilmemkaçıncı mektuba bağlıyorum:P
veniş kosla
kosla ne? 🙂 denilecek olursa daa müracaat Ayça Hanım a
Gel bana yapış Ayçaaaa… Venişimde var hemde en büyüğünden.:)))