Dikkat bu yazı dışınızı değil, içinizi güldüren bir yazıdır. Kakarakikirinizin ayarlarıyla oynamayınız.
Geçtiğimiz aylarda bu dünyadan göçüp gittiğinde, bu bahaneyle hem Müşfik Kenter‘e rahmet dilemek hem de sesinden dinleyerek tanıştığım ve hayranı olduğum Orhan Veli‘yi anmak istedim.
O kadar doluydu ki klavyem, sıra gelmedi. İkisinin de mekanı cennet olsun.
Sonra bir arkadaşım dedi ki “Ayy, ben şiir sevmiyorum. Vıcık vıcık romantizm!”
Yazma isteğim kabardı. Şiir sevmeyenlere şiiri anlatmak için.
Şiir sevmemek mümkün değil.
Sevmeyenler, doğru şiirle tanışmamıştır.
Şiir bir duyguyu en kısa ve vurucu yoldan anlatma sanatıdır. Koca bir paragrafı 3 kelimeye sıkıştırmak, arka fonuna da müzik yerleştirmek demektir.
Uzun şiir de vardır. Karmaşık şiir de tabi. Ben onları pek sevmem.
Herşeyde olduğu gibi şiirin de basitini, sadesini severim.
Orhan Veli‘yi de, Özdemir Asaf‘ı da, bu yüzden çok severim.
Orhan Veli. Veli’nin oğlu. “Onu sonra anlatırım, fakaaat”
Bugün Özdemir Asaf‘tan bahsedeceğim.
1923’te doğmuş ve 58 yaşında ölmüş. Ne kadar genç! Gerçek adının Halit Özdemir Arun olduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum. 2 kez evlenmiş, 1 kızı, 3 oğlu varmış. Bir de “R” harfini söyleyemezmiş. Bu açığı da bol bol R harfi yazarak kapatmış olmalı. Bunlar da hayatının magazinel kısımları. Bana göre şair olduğu kadar filozof.
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu
Birinciliği beyaza verdiler.”
diyecek kadar.
“..Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz”
diyecek kadar.
Aaa tabi bir de:
“Bugüne en uzak gün, dün” var. Pek moda olan, “Anı yaşa, ileriye bak. Geçmişe bakıp ah vah etme”yi güzel anlatmamış mı?
Lavinia’yı duymuşsunuzdur. En kötü ihtimalle Feridun Düzağaç‘ın sesinden. Al işte aşk şarkısı. Vıcık vıcık mı şimdi o? “…Sana gitme demeyeceğim. Ama gitme Lavinia. Adını gizleyeceğim. Sen de bilme Lavinia.”
Bir de şu vardır:
“Ama ben en çok şeyi, en kısa zamanda sana söyledim.
Yalnız sana.”
Özel birisine, en çok şeyi en kısa zamanda söylediğiniz o kişiye, verilecek bir hediyenin kartına ne de yakışır. Genç delikanlılar, Üniversitede Hayat mesela , bir yerlerde kullanmak üzere hemen not edin:)
Dizelerinden sevdiklerimi, sıra sıra yazsam şaire ayıp mı ederim?
Öğüt: zamanında taze yenmemiş bir ekmeği, başkasına bayat yedirme denemesidir.
**
Tek kişilik miydi ki bu şehir?
Sen gidince bomboş kaldı.
**
Bilmiyorum ne vardı saçlarında..
Rüzgar mı delice eserdi,
Gözlerim mi öyle görürdü yoksa..
Saçlarının her hali hoşuma giderdi
**
Aşka gönül ile düşersen yanarsın
Zeka ile düşersen kavrulursun
Akıl ile düşersen çıldırırsın
Duygu ile düşersen gülünç olursun
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın ezilirsin
……Sersem sersem bakınıp durma bir yol seç
Siz de sersem sersem bakınıp durmayın, bir Özdemir Asaf kitabı seçin.
Daha fazlasını okuyun.
Arada yapayım ben bunu, şair hatırlatayım.
Yap valla! Yapmazsan hatirlatirim.
Evet isteriz. Bir sonraki için şimdiden istek kabul eder misin? Cemal Süreya mesela. Pek severim kendisini
Cemal Süreya’yı ben de severim. “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.” Bir dahaki o olsun o zaman.
Orhan Veli diye düşünmüştüm ikinciyi ama ben zaten onun hangi şiirini koyacağımı bilemem. Ya da fazla uzatırım.
Can Baba lütfen..
aaa!! dedim şaşırdım.. sürprizlerle dolu bir blogun var kakara kikiri abla..
dörtlükleri aldım.. lazım olacak bende biliyorum 😀
Geri bildirim: BAYRAMLIK. NEREDEN NEREYE…. « defter
Ne güzel olmuş 🙂
Ben Özdemir Asaf’ı çok severim, oğlu bir zamanlar Münir Özkul’un kızıyla evlenmişti de o zaman soyadının Arun olduğunu öğrenmiştim.
Şiir Hikayeleri (Haluk Oral/İş Kültür) de çok güzel bir kitap, okumadıysanız aklınızda olsun.
Sevgiler 🙂
öneri için teşekkürler. ilk fırsatta…
Bı de
Sen bana bakma ben senin baktığın yonde olurum var
Ekleyim dedim 🙂