Ah dede vah dede sen neymişsin sen? Dillere düştüm senin yüzünden


Bu yazı misafir sanatçı OzGuN TD tarafından yazılmıştır.

Öncelikle,

Kalbi kadar temiz web sayfasında bana da yer verdiği için öncelikle ablam, daha sonra görümcem, akabinde sırdaşım ve son olarak da arkadaşım Esra’ya teşekkür ederim.

**

İsten çıkmaya ramak kalmıştı ki, yaşlı bir dede elinde bastonu ile kımıl kımıl okulun dış kapısından içeri girdi. Okumaya devam et

Deliye her gün bayram!


Bu yazı misafir sanatçı Mine Topal tarafından yazılmıştır.

Baktım Esra Sevgililer Günü’nden dem vurdu yine, dayanamadım yazıverdim. Sevgililer Günü’nde Facebook sayfamda “Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun” mesajı yayınladım. Arkadaşlarımdan biri ünlemli bir “Sevgililer Günü’nden nefret ediyorum!” cevabı yazmış. Önce facebook üzerinden cevap yazmayı düşündüm ama vazgeçtim. Chiara işte! İçi dışı bir dedim kendi kendime…

Sevgililer Günü bu kadar nefret edilecek bir gün mü gerçekten? Siz Sevgililer Günü’nü kutluyorsanız, neden kutluyorsunuz? Vallahi ben, deliye hergün bayram mantığı ile kutluyorum. Özel günlerde hatırlanmak güzel, hatırlamak da… Doğumgünü olmuş, Sevgililer Günü olmuş ya da Kurban Bayramı olmuş ne farkeder. Sevginizi dile getirmek, sevginizi göstermek değil mi amaç… Sevgililer Günü illa ki sevgilinizle mi kutlanmalı?

Ben ailemle yani eşim ve 2 çocuğumla kutladım… Benim için bir Aile Sevgi Günü’ydü. Çocuklara bir hafta önce Salı gününün Sevgililer Günü olduğunu söyleyip, babaları için birşey hazırlamak isterlerse düşünmelerini söyledim. Tabii ki herşey gibi bunu da son güne bıraktılar… Biri kart hazırladı; diğeri tuzluk… Ben de güzel bir yemek yaptım. Çocuklarla sofrayı kurduk ve onlar istedikleri gibi sofrayı süslediler. Kalpler, uğur böcekleri, nazar boncukları, çiçekler…

Eşim işten gelince birlikte sofraya oturduk (hoş işten geç de gelseydi çocuklarla kutlamaya kararlıydım). Eşimin tabağının içinde büyük oğlumun hazırladığı tuzluk, altında küçük oğlumun hazırladığı kart vardı.

Karttaki mesaj : Sinan Ata Biniyor’u okuduğun için teşekkür ederim. (Bir akşam önce yatarken okunan kitabın adı; mesaj  ise çok açık : Seni seviyorum baba!)

Tuzlukta neler mi vardı? Tam ortaya gelen yerde her birimizin ayrı ayrı gülen resmi. Kalan boşluklarda bir kalp resmi ve “Baba seni çok seviyorum”, “Sevgililer günün kutlu olsun”, …… mesajları.

Tuzlukla çok eğlendik. Hayatımın en komik, en eğlenceli ve en verimli Sevgililer Günü oldu. Tuzlukla oynamayı bilirsiniz mutlaka. 4 parçadan birini gösterir, bir sayı söylersiniz… Tuzluğu tutan kişi bir sağa, bir sola tuzluğu parmakları ile açarak söylediğiniz sayıya kadar sayar. Son sayıda gelen yazıda ne yazıyorsa onu yaparsınız. Biz de kimin resmi çıkarsa onun taklidini yaptık. İnanın çocuklar bizi nasıl görüyor, birbirlerini nasıl görüyorlar çok net anladım.

Sevgililer Günü bahanesiyle bir oyun oynadık, çok eğlendiiiik… Çok da öğrendiiiikkk.

Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun. Sevgiliniz olsun olmasın böyle günleri birisiyle kutlamanızı tavsiye ederim… Esranın da dediği gibi : Gülümsemek herşeyin ilacı, gülecek birşey bulamıyorsan ne acı!

Yeniceli Köfte (Dikkat Mutfakta Erkek Var!)


Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.

Sene 2011, aylardan Ekim, yer bizim evin mutfağı

Efendim bizim Selgin’in yemek tariflerini okudukça, o güzel yemek resimlerine imrenir dururum. Facebook’ta da Selanik grubunun çok güzel bir yemek köşesi var. Aslında grup çok güzel birşey yapmış. Fotoğraf albümü hazırlayıp açıklamalara yemek tarifleri koymuş. Zaman zaman da bu yemek teriflerine yenileri ekleniyor. Yani yeni resimler yayınlanıyor.

Okumaya devam et

Tayyare


Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.

Sene 1983, mevsimlerden okul mevsimi, yer Maçka Teknik Lisesi Elektronik atelyesi…

Efendim haftalık ders programında 5’i ıvır zıvır 12’si temel ders olmak üzere 17 ders var. Atelye dersi haftada 15 saat ve tamamı büyük elektronik atelyesinde yapılıyor. Yaşları 14-15 arası değişen 34 erkek 1 kız var sınıfımızda. Derslerden bunalmış, kanı kaynayan, her salakça şeye gülen, Okumaya devam et

İmtihan


Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.

Sene 2009, aylardan Temmuz, yer Mürefte.

İzlen ile tanışalı 1 yılı geçiyor. İzlen’in arkadaş grubunda ‘Komili Kızlar’ adı verilen bir çete var. Bu kızlar gruptan birisi, yeni biri ile tanıştığında bu zavallı erkeği epeyce hırpalayarak akıllarınca bir teste tabi tutuyorlar. Fakat ben, grubun hemen hemen hepsi evlenip çoluk çocuğa karıştıktan sonra sisteme girdiğimden benimle pek uğraşan olmadı. Hatta gruba ilk giren Aytoğ, “abi bizim zamanımızda böylemiydi?” gibi şakalar yapıyor.

Okumaya devam et

Hıyar Ağası


Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.

Site sahibinden aldığım özel izinle yazmaya devam ediyorum.

Sene 2009, Mevsimlerden bahar, yer Profilo yakınları, Mecidiyeköy.

Yakın bir arkadaşım, ikiz biraderim ve ben yolda yürüyoruz. Mecidiyeköy’ü bilen bilir, Profilo AVM civarı sokaklarda kaldırım yoktur. Ortadan yürürsünüz öyle. Araçlar ve yayalar arasında adı konulmamış bir gizli sözleşme vardır. Biribirimizi idare ederiz.

Okumaya devam et

Kız Ailesi İle Nasıl Tanışılmaz


Şarapçı Damat

Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.

Yıl 2008, aylardan Kasım, yer Mürefte…

Her zaman olduğu gibi konuya girmeden önce işin evveliyatını aktarayım. Efendim İzlen ile tanışalı 5 ay olmuş. İzlen annemle, amcamla, İsviçre’deki dayımla bile tanışmış. Ben İzlen’in tüm arkadaş grubuna tanıştırılmışım, Kıbrıs’ta yaşayan ablası gelmiş görmüş beni (havadisi annesine yetiştirdi tabi), ben Kıbrıs’a gitmiş, teyze ile aneanne ile tanışmışım. Bir tek İzlen’in anne babası ile tanışmamış durumdayım. Artık ayıp olacak deyip Mürefte’ye gidip aile ile tanışmaya karar verdim. 11 Kasım 2008, müthiş bir lodos fırtınası var, akşam poyraza çevirip yağmur yağması bekleniyor. Nerden mi biliyorum? Beni bilen bilir, ayaklı hava durumuyumdur. Okumaya devam et

Aferin, Aferin


Gürültü iş başında

Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.

Sene 2011, aylardan Ağustos, yer otel.

Eşimle yaptığımız gezilerden birindeyiz. Her zamanki gibi gün içinde yıkılıncaya kadar gezdik ve yorulduk. Kendimizi otele atar atmaz duşumu aldım. Eşim de benim hemen uyuyup uyumayacağımı sordu. O da banyo yapmak istiyordu çünkü. Benim zor uyuyan, uykuyla kavga eden biri olduğumu bildiği için, ben uyumadan duşunu alıp saçlarını kurulamak istiyordu. Nezaket gösteriyordu yani. Ben de telefondan biraz haberlere bakarım, biraz kitap okurum dedim. Aslında çok uykum vardı ama ben de nezaket gösteriyordum. Saygı ve nezaket ilişkilerin temeli ne de olsa. Okumaya devam et

Evlilik Teklifi Nasıl Yapılmaz?


Bloga ilk başlarken içimden “arada başkaları da yazsa ne güzel olur” diye geçirip, kategorisini de kafamda “misafir sanatçı” olarak belirlemiştim. Gün bugün işte. Ne güzel kendiliğinden oraya geldik. Eee bu işin yolu açıldığına göre kakara kikiri‘lerinizi bekliyorum şekerler.(panpiş kadar yaratıcı olmadı biliyorum, zaten uyku öncesi fotoğrafım da yok.) Birlikte yazar, birlikte güleriz. Ohhh, ne güzel.

İlk misafirimiz, aslında misafir değil: Okumaya devam et