Ay ben Sufistmişim! Ya da Sofist mi yoksa?!?


Salondaki masa etrafında toplaşıp aynı anda kimi toplantı yapan, kimi rapor hazırlayan, kimi de okul dersini takip edenler onlayn mıııı? 
 
Geçen gün biz o şekildik. Ela felsefe dersinde, ben bilgisayar başında bir şeyler yazıyorum. İster istemez anlatılanları duyuyorum. Hoca soruyor: “Gerçek hakkında Septikler ne diyor?” 
Bir öğrenci cevap veriyor: “Şüpheli yaklaşıyor” 
“Realisitler ne diyor? 
“Gerçeğe bilimle ulaşılır” 
“Pragmatistler?” 
“Bir şey faydalı olduğu kadar gerçektir.  
“Sufistler?” 
“Gerçeği sorgular!” 
“Hepsi gerçeği sorgular. Sufistlere göre gerçek nedir?” 
“Görelidir.” 
“Evet görelidir. Tek bir doğru yoktur. Kişiye, zamana, duruma göre değişir.” 
 
Bu noktada kulakları diktim. “Aaa aynı ben,” dedim.  
 
Ela bana masanın diğer ucundan anlamsız gözlerle baktı.  
 
“Ya sen bana soruyorsun ya ‘Çay mı kahve mi, birini seç’ diye ben de sana ‘İkisinin de yeri ayrı. Bazen çay bazen kahve’ diyorum.” 
“Eeee?” 
“Sonra bazen bir şey anlatıyorsun. Şöyleyse şudur, böyleyse budur diyorum. Ama şudur diye kesin bir şey söylemiyorum. Nasreddin Hoca misali herkese ‘sen de haklısın’ diyorum.” 
“….” 
“Yani ben Sufistmişim! Hem bak memleketim Konya ile de ucundan alakalı.” 
“Anne yalnız o Sufist değil! Sofist. Sofistikedeki gibi!”  
 
Yaaa. Bu yaşımda Sofist öğrendim. Aslında lisede okuduk da o derste içim mi geçti acaba? Buna dair hiçbir kayıt yok hafızamda. Neyse bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. Sonra açtım okudum tabii, ne menem bir şeyim bilmek lazım.  
 
Felsefenin ağır topları Sokrates, Platon ve Aristo pek sevmezmiş bizleri. (Bizleri?!?)  
 
Belki biraz kaypak buluyorlardı, “sen de haklısın” diyerek herkese mavi boncuk dağıttıklarını düşünüyorlardı kim bilir? Esas, Sofistler bilgiyi para karşılığı sunmaya başlamışlar, ona ifrit olmuşlar. ‘Biz yıllardır dirsek çürüttük gelip parsayı bunlar topluyor,’ demişlerdir.  Sonuçta otoritelerini sarsan yeniyetme tipler… Gerçi “ Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir” diyen birinin “gerçeğin değişken olduğunu” söyleyenlere, ‘Durun ya sizin söylediğinizde de haklılık payı var’ demesini beklerdim ben şahsen. Ama ataerkil dünyada böyle olmuyor işler. 

Ayrıca Sokrates bunlara burun kıvırdı da n’oldu? Sonunda o da düşüncelerinden ötürü ölüme mahkum edildi. Bari iki kuruş kenara ataydın, arkandan çoluk çocuk rahat ederdi. 

Sofistlerin temel söylemlerinde ise kendimi buldum: “Doğru görecelidir!” Etrafımızı duyularımızla algılarız ve bu da kişiden kişiye değişir. Örnek; rüzgar bana göre soğuk, sana göre normal olabilir. Biber benim kulaklarımdan alevler çıkarıp gözümden yaş getirirken, sana göre ‘koy yav koy elini korkak alıştırma’ olabilir…  

Küçük bir çocukken bile kararlı, kesin, kati konuşanlara hayretle bakardım. Nasıl bu kadar netler diye. Çünkü hayatta hep olaylar ve durumlar vardır. Masum dizisini de bu yüzden mi sevdim acaba?  Önermesi: “Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir,” idi. Ne doğru. Gerekli şartlar oluştuğunda herkes o çok kınadığı, o çok yanlış bulduğu şeyi yapma potansiyeline sahip. Misal ben bir Sofist olarak ahval ve şerait gerektirirse, feminist de olurum, oportunist de…  

Zaten bu “izm”ler ne saçma… Ölümüne takım tutmak, parti desteklemek, insanları ilahlaştırmak da ne saçma. Sonra o holiganlar, o takımı, o partiyi, o kişiyi ilk farklı düşüncesinde tu kaka ilan ediyorlar. Canikom, yüzde yüz aynı fikirde olsan, zaten “o” olurdun. Aynılar ordusu olarak gelişebilir mi insan? 

Bu durumda “Meğer ben sofistmişim” aydınlanmam da kendi kendini imha ediyor… Ben neyim yaaa?😢

🎶Sofist değilim olabilirim, olabilirim olabiliiiiim 
Yüzde elli sevebiliriiiim, sevebilirim sevebilirim… 🎶

2 thoughts on “Ay ben Sufistmişim! Ya da Sofist mi yoksa?!?

  1. Sait Faik Abasıyanık’tan’ Sinagrit Baba’yı okudunuz mu?Kimse sinanmadığı…. aynısını söylemiyor mu?Benim de empati duygum o kadar gelişmiş ki kimseye kızamıyorum.Ben de sufistmişim o zaman…Kimseye kízamam,kin tutamam,bunun nesi kötü ki,hoşça kalın, sağlık ve huzurla kalın.😃😃😃

    • Sayenizde okudum hikayeyi, teşekkürler. Çok güzelmiş. Haklısınız Masum’daki önermeyi hatırlatıyor. “Hikayedeki insan iyi çünkü ondaki kötülüğü ortaya çıkaracak bir olayla henüz karşılaşmamış!”

Arzu Tırak için bir cevap yazın Cevabı iptal et