Bütün para sorunsalı


Metroda, metrobüste, otobüste, vapurda her yerde bilet geçen İstanbulkart var ya… Geçen yıl kocama bir metroluk ödünç vermiştim benimkini. Geri alıp ilk kez kullandığımda bir baktım ki 100 liraya yakın bir tutarda yükleme var. Hemen Aytuğ’u aradım “vay be bonkör kocama bak” diyeyim diye, hemen “yok be, ne bonkörlüğü yanlışlıkla oldu” diye dürüstçe itiraf ettiydi. Dolum yaptığı makine, para üstü verecek zannediyormuş ama o makineler ne koyarsan onu alıyor, öyle tutar filan giremiyorsun. O da yanında bozuk olmadığı ve üstünü alabileceğini düşündüğü için 100 lira girmiş ve ekranda “100TL yüklemeniz yapıldı” yazısını gördüğünde müdahale için çok geçmiş. Neyse epey gülüp eğlenmiş, ben sonraki birkaç ay boyunca hiç bir yükleme yapmadan mutlu mesut yaşayıp gitmiştim.

Geçenlerde metro-metrobüs bağlantısıyla bir yere gitmem gerekti. Tam gidiş dönüşüme yetecek kadar dolu kartım. Metrobüs girişinde bir kadın ağlaştı…”Hastasına gidiyormuş da parası bitmiş de…” Ben de sevabına diye kartı onun yerine basıverdim. Böylece dönüş için kartı doldurmam gerekti. Elimi cüzdana attım, sadece 100 liralık banknot.

Simitçiye sordum, bozuk yok. Simit alsam? Yok abla. 5 tane alsam? Yok abla.

2. simitçiye sordum. Onda da aynı diyalog.

Halk ekmek büfesi. Cık. Ülen param var, ne ekmek, ne simit alabiliyorum, ne de istediim miktarda kontör yükleyebiliyorum. Tam bir “parayla saadet olmuyor” durumu. Gerçi orada sözü geçen para, bu para değil. Bkz şu aşağıdaki video (tamamını da izleyebilirsiniz ama bahsettiğim kısım2.26 -3.00 arasında. Doğu Demirkol-Güldür Güldür)…

 

En iyisi ATM’den çekeyim, paramla rezil mi olacağım dedim. En az 20 lira seçeneği var. onu seçtim. Ekranda “En az 50 ve katları çekebilirsiniz.” yazdı.

E tamam 50 çekeyim. “İşleminizi yapıyorum yazdı”. Kartı verdi veeee

Ekranda “Teknik bir arızadan dolayı işleminizi gerçekleştiremiyorum.” yazısı.

İlgili makama,

Yukarıdan bakıp bakıp büyük ihtimal çok eğleniyorsunuz. Ama yazıktır ben 
garibe de yahu. Kedinin fare ile oynadığı gibi oynamayınız reca ederim.

Saygılarımla arz ederim.

İşin ilginci bakiyemden 50 lira düşülmüş.

Derin bir nefes aldım. Telefon bankacılığında ona bas buna bas bir türlü insana ulaşamadığım için Yapı Kredi’ye twit attım. (Merak edenler için banka kısa sürede düzeltti durumu)

Ve gidip paşa paşa kartı 100 liralık doldurdum.

Yüzümde kocaman aptal bir gülümseme ile.

Aklımda “sen misin Aytuğ’la dalga geçen” düşünceleri…

Evet yav, parasızık kötü ama olduğunda da harcayamayabiliyorsun işte!

 

Not: Ne olacak ki biz de 100 liralık dolduruyoruz diyen arkadaşlar çıktı, yazdıktan sonra. Evet her gün kullanıyor olsam, ben de 100 liralık doldururdum ama haftada bir bile kullanmıyorum. O yüzden 100 liralık doldurmak benim için ölü yatırım:)

Halam geldi…. O zaman partiiiii


“Halam geldi”, kadın olmanın azıcık geride durmak demek olduğu yörelerde “adet gördüm”, “regl oldum” demenin kriptolu söylenişi!

Bundan birkaç yıl önce “Halam Geldi” filminin afişlerini gördüğümde çocukluğuma doğru bir yolculuk yapmıştım. Filmi seyrettiniz mi bilmiyorum, Kıbrıs’a göç eden doğulu iki ailenin “halası gelse de amca oğluyla evlendirsek” diye gözünün içine baktığı küçük kızlarının hüzünlü hikayesi. Hem de nasıl hüzünlü.

Neyse benim doğduğum, ilkokulu okuduğum, baba memleketim Konya’da da “halan geldi mi?” diye sorar teyzeler. Ben bu soruya ancak lise bire tekabül eden yaşımda “geldi” cevabını verebildim. Tüm arkadaşlarımın halası benimkinden daha önce teşrif ettiği için konuya gayet hakim ve hazırdım. Annem yanımda yoktu ama bir “tokat atma” adeti olduğunu duymuşluğumdan, kendi kendime tokat atıp, ne olacak diye beklemiştim… Sonra da gidip o tarihi hatıra defterimin kenarına not almıştım: “Çok önemli bir gün” notuyla. Öngörüye gel!

İmza üçlemesinde birlikte yol aldığımız Banu Tozluyurt , şu sıralarda 2 diğer harika kadınla Özge Uzun ve Ebru Tuay Üzümcü ile “Kadının Adı Var” diye bir gösteri yapıyor. Kadına, erkeğe eşit uzaklıkta, insana yakın gösteri” diye yola çıkmışlar, insan kimlikleri üzerinden kadına ses olmaya çalışıyorlar. Bir türlü kısmet olmadı gidemedim. Ama hep güzel şeyler okudum, duydum. Geçenlerde Ankara’dalardı ve orada çekilmiş bir klip giriverdi kadrajıma..Ebru Tuay Üzümcü soruyordu:

“Aranızda oğlu olan var mı? Sünnet yapıldı mı? Nasıl kutladınız?” diye. Birkaç anne parmak kaldırıp ballandıra allandıra anlattı. Sonra bomba soru geldi: “Peki kızınız var mı? Regl olduğunda kutladınız mı? O güne ait bir kare resminiz var mı?”

İşte o an içimde bir ampul yandı. 2 tane kızım vardı. Ben o partiyi verecektim arkadaş! O kutlu gün anısına resimlerini de çekecektim, kutlamasını da yapacaktım, davul-zurna da çalacaktım. Sonuçta kadınlık kutlanması gereken bir olaydı…

İçimden bunlar geçti de… Sonra aklıma geldi. Acaba bu partilerin esas kızları bu konuya ne der? Hemen gittim, konuyu büyük kızıma açtım. “Utanırım” dedi. Ne ara bunun “utanılacak bir şey olduğu” kazındı bilinçaltına kuzum? Kim bu dönüşümü sessiz sedasız yaşa, ayıp dedi?

Neyse orta yolu bulduk. Kız arkadaşlarıyla pijama partisi yapacağız! Şimdi gözümüz yollarda, kafamızda parti şapkaları bekliyoruz…

 

Gösteriden kısa kısa klipler için Kadının Adı Var youtube kanalına buyrun. Sizin de kafanızda bambaşka ampuller yakabilir.