Kocam öğle yemeğinde buluşalım dedi a dostlar. Uçarak gittim. Tam buluşacağımız AVM’nin otoparkına girdim, zırr telefon. Eski bir dost. E haliyle uzun bir konuşma olacak. Ben yerin altına doğru ilerlerken kesilir sandım ama, cık kesintisiz konuşabildik. (Acaba telefon operatörüm hangisi?)
Park ettim, arabadan indim. Laflamaya devam ederek, bir iki adım gitmiştim ki geçen haftaki musibet aklıma geldi. Geri dönüp renge ve numaraya baktım. Aklıma yazdım.
Güvenlik kontrolünden bin bir tantana geçip içeriye girdim. O sırada elim çantama gitti. Aaaa telefonu unutmuşum. Geri çıktım, otopark içinde aklıma yazdığım numaraya doğru yürüdüm. Arabayı açtım, içinde telefonu aradım. Yok. Nerede olabilir, nerede olabilir…
Evet dikkatli okuyucular anladılar.
Tabi ki avcumun içinde, kulağıma yapışmış şekilde.
Fena halde bir beyin formatına ihtiyacım var. Sözün özü.
bacım link versendi ya, önceki maceranı kaçırmışım. gerçi her ne ise beterini ben yaptım ya neyse…
hemen alttaki, “mühendislere sesleniyorum” yazısı. milletçe kafa gidik. hayrolsun sonumuz.
bu arada çayımızı aldık dinliyoruz anlatasın varsa beterini…
altta bişey yok. ille anasayfaya döndercen di mi beni? yaşlı ve yorgun bir kadınım bacım.
link atmayı öğrenmelisin 😦
Ahanda link. https://kakarakikiri.wordpress.com/2014/06/05/muhendislere-sesleniyorum/
Ülen kafa çalışmıyor yazısı yazıyoruz, link öğren diyor bana yav. neyse yaşlılığına(!) hürmeten gönderdim. Acaba ben daha yaşlı olabilir miyim ki? belki de.
“geçen haftaki musibet” kısmını tara, linki oraya ver ceylan gözlüm.
bunak ablan İpek
kendi maceramı da yazcam
:)))))))))) kafada gözlük, elde telefon, sonra kayıp diye arada dur…. Milletçe bu durumdayız galiba
oy pireler pireler yedi beni pireler..,