
Bu sözü bilmeyeniniz, kullanmayanınız yoktur. “Benim neyim eksik?” manasında kullanılır. Keller bu söze alınıyor mu bilmiyorum, ama çok ayrımcı bir laf olduğu kesin. Hatta, tarayalım atasözlerimizi, nedir şu kellerin çektiği canım?
Hem kel, hem fodul
Kel başa şimşir tarak,
Kelin ilacı olsa kendi başına sürer.… uzar gideeeer…
Neyse derdim “keller” değil! Aynı “keller” gibi sözle, gözle ötekileştirilen “engelliler”. Geçen yatmadan, tüm kanalları bir tarayıp sonra yatayım dedim ve bir magazin programına denk geldim. Hande Yener, burnuna sokulmuş mikrofona konuşuyor:
“Evet, aşığım çocuklar. Benim neyim eksik. Topal mıyım? Kör müyüm? Sakat mıyım?” diye almış gazı konuşuyor…. Ne kanalı, ne programın adını bilmediğim için internetten tam olarak ne dediğini bulamadım. Ama bu minvalde birşeyler söyledi. Bir Allah’ın kulu muhabir de “Niye topallar, körler, sakatlar aşık olamaz mı Hande Hanım?” diye ağzının payını vermedi!
Ben buradan kendisine kendi söylediği “Aşkın Ateşi” şarkısının dizeleriyle karşılık vermek isterim:
Pişmeyene söyle ne denirdi ?
Çiğ mi? Hı hıııı

Görme engelliler için yapılan dokulu yollar
Son günlerde, konunun en güzel örneğini de Şafak Pavey üzerinden yaşıyoruz. Pavey’in mecliste üç kadın milletvekilinin baş örtüsü takarak katıldıkları oturumda yaptığı konuşmaya istinaden, bir AKP il başkanının “Topalın biri çıkmış bas bas bağırıyor” dediği iddia ediliyor. Bu konuda ne bir kaynak, ne de bu lafı kimin ettiğine dair bir isim bulabildim. Bu –eğer bir dedikoduysa- onlara da yazıklar olsun!
11.4.2010’deki röportajında Pavey’e methiyeler düzen (tık) gazeteci Sevilay Yükselir’in, nedense meclis konuşması sonrası Pavey’i sakatlığı ve sakatlık sebebi üzerinden vurmaya çalıştığı (tık) ve malesef Egemen Bağış’ın da ona seviyesiz bir şekilde arka çıktığı (tık) konularında ise bol bol kaynak var!
Malatya AKP Gençlik Kolları MYK üyesi Melik Birgin‘in de geçmişte Pavey’e şöyle bir tweet’i de var: “Allah bir bacağını almış, hala küfürden uyanmazsın, nedir bu inatçılık!” Cümledeki kırıcılığa bakar mısınız? Gerçi sanırım bu beyanı yüzünden uzaklaştırma almış.
-
-
-
Peki bu yollara “ENGEL” koyarsak nasıl yürüyecekler?
-
Bir de Recep Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı döneminde devirdiği bir çam var ki dillere destan, Batman’da Bölge Devlet Hastanesi’nde engelli Nurullah Mehmetoğlu’nun, “Asgari ücretle çalışıyoruz. Koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz” demesine sinirlenerek, “Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz. Daha ne yapalım” diye çıkışmıştı!

Yerimi aldın, ÖZÜRÜMÜ de alır mısın? Anlayan çok ağır laf!
Neyse devlet seviyesinde de, kişisel seviyelerde de “engellilere bakışımız” konusunda söylenecek çok şey var. Sözün özü ise: topal, kör, şaşı, kel, çirkin, çolak gibi yaftalar yapıştırıp, aklınız sıra aşağılamadan önce bize bahşedilmiş bu bedenin hiçbirimizin tercihi ile olmadığını (Ajda Pekkan filan hariç), bugün sahip olduğumuz halinin baki olmadığını ve de tapulu malımız olmadığını hatırlatmak isterim.
Bu yüzden diyorum ki EMPATİK düşünelim, SEMPATİK yaklaşalım ve de SİNERJİK konuşalım!