Değer

Saçım bunalttı beni, toka almak üzere yatak odasına girdim. O ne? Yatağın benden tarafa olan kısmının yanındaki koltukta süslü püslü bir kutu.

Yüzüme yayvan bir gülümseme oturdu. “Ya hediyeye filan gerek yok hayatım, her gittiğin yerden bir şey mi alacaksın” diyen sesim yankılandı kafamın içinde. “Yalancı” dedi, öteki ses “istemem diyorsun ama bak hediye gelince de nasıl seviniyorsun?”

Yatağın üzerine oturdum,heyecan içinde kurdelesini açtım, sonra çıtçıtlı afili kutusunu…İçinden bir kutu daha çıktı, onu da bir istiridyeyi açar gibi araladım! Oymalı kakmalı, barok bir parfüm şişesi… Hafif bir hayal kırıklığıyla “Ama ben parfüm kullanmam ki!” dedi bu sefer kafamın içindeki ses. Öteki iç sesim iyimser yaklaştı “Dur bakalım bir kokla belki hafif bir şeydir. Adam o kadar getirmiş, kulp bulma hemen.”

Kapağı açtım kokladım, pek anlaşılmıyor.

Kutuyu elime aldım, sırıtarak salona gittim.

Aytuğ elimde kutuyla girdiğimi görünce benim konuşmama fırsat vermeden başladı: “Onu sana aldım demek isterdim hayatım ama sen PARFÜM sevmezsin ki! Sana hediye olarak SEVMEDİĞİN bir şeyi getirir miyim ben? Bana bir müşterim verdi onu,” dedi.

İşte o anda daha da YAYVAN bir gülümseme kapladı yüzümü.

Neden?

Çünkü bu sözleri bana verdiği DEĞERİ gösteriyordu. Beni DİNLEDİĞİNİ. Seçimlerime SAYGI duyduğunu.

İşte böyle..

Yani beni ve benim gibi 3-5 kişiyi, süper görünüşlü, al benili, oymalı kakmalı, barok mimarili bir tarihi eser çakması alışveriş merkezi mi kültür merkezi mi ne idüğü belirsiz mekan yerine, doğa mutlu ediyor olabilir!

Israrla “Bak ama bu kışla harika dostum” dayatması ise sadece ve sadece daha da acıtıyor olabilir!

Çünkü bu anlamsız ısrar gösterir ki:

Söylediklerim DUYULMUYOR!

DEĞER verilmiyor!

SAYGI’dan ise maalesef eser yok!

Hoop bağladık mı yine Gezi’ye!

• 31 Mayıs 2013 Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği 6. İdare  mahkemesine başvurarak, parktaki ağaçların kesilmeye başlandığı gerekçesiyle Koruma Yüksek Kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasını istedi. Mahkeme aynı gün oy çokluğuyla yürütmeyi durdurdu.

• 2 Temmuz 2013 Davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı yürütmeyi durdurma kararına itiraz etti, itiraz oy çokluğuyla reddedildi.

• Bakanlık yılmadı 12 Temmuz haftası itiraza verilen ret kararının kaldırılmasını istedi. Dosya bölge idare mahkemesine gönderildi. Gözler şimdi bölge idare mahkemesinde.

• Bu arada Şehir Plancıları ve Peyzaj Mimarları ve Mimarlar Odası tarafından 1. İdare Mahkemesi’nde açılan bir dava daha var. 3 kişilik bilirkişi heyeti, plan tadilatlarının şehircilik, planlama ve koruma ilkelerine aykırı olduğu kanaatine varmış ve mahkeme ayalaştırma, battı-çıktı, Gezi Parkı ve Topçu Kışlası gibi tüm projeleri kapsayan projeyi 6 Haziran 2013’te iptal etmiş.

Bu da sidik yarışındaki son durum. Öleni, yaralananı, evleneni, gözü çıkanı, yüreği yananı… saymazsak tabi!

Halbuki şu kanayan yaraları durdurmak çok kolay. Ayrıştırmak, ötekileştirmek, yok saymak yerine GÖNÜL ALICI BİR KAÇ SÖZ!

Hele ki şu mübarek günlerde.

——————————————————————————————————————–

Değerli / değersiz hissettirilmek ile ilgili  çok içten bir yazı için buraya bir tık.