Suskunluğum kesinlikle asaletimden değil…


Üfff. Kocaman bir sarmala girdim. Yazmadıkça yazAMAMA sarmalı. Yoksa hayat tam gaz, gülmek tam gaz, ağlamak tam gaz, yüreği pır pır etmek tam gaz…

Kocam bir kitap almış, adı “ErteleME”. Yazarı Steve Chandler 240 sayfa boyunca başka başka şekillerde özetle: “liste yap, harekete geç” diyor.

Sonra okulda bir oyun oynuyoruz. Her hafta 5 soruluk bir test yapıyoruz öğretmenler arası. En çok doğru cevap verene bir kitap hediye ediyoruz. Başta soruları ben hazırlıyordum; şimdi bir önceki haftanın kitap kazananı hazırlıyor. Ben sadece ödül niyetine verilecek kitapları alıyorum. Aldığım kitap daha önce okumadığım bir kitapsa şöyle bir göz atıyorum ki, uygunsuz bir şey vermeyeyim. O şekilde ödül olarak internetten aldığım “Buse Cinayeti” sansüre takıldı mesela. Ben daha önce Mehmet Murat Somer‘in  Hop-çiki-yaya polisiyesi serisinden okumuş; mizahi ve akıcı tarzını da beğenmiş idim. Bu kitap da elime ulaşınca, şöyle bir sayfalara göz attım. Yine mizahi, yine akıcı, yine hiç aşina olmadığımız travesti dünyası hakkında. Ama işte okulda ödül olarak verilecek bir kitap da değil. Neyse anlatacağım bu değildi.(Bu arada yazarın kitaptaki öz geçmişine bayıldım. diyor ki “1959 doğumlu ve 25 yaşındadır.” )

Bu haftanın kitabı da “Nil’in Kelebekleri” . Şöyle rastgele ondan da bir sayfa açtım: “Aksiyona Geçmek İsteyenlere Sevgilerimle”. Aaaa bu yazıda da, “liste yap, küçük parçalara böl, harekete geç” diyor…

Bana bir mesaj olmalı. Yani, bu yazı benim liste yapma yazım.

İşte önümüzdeki günlerde yazacaklarım:

1- Benim ağzımdan İmza:Karın
2- Otto’ları tanıyalım
3- Okussss-Pokusssss iki tavuk bir horozzzz
4- Bir dürüstlük yazısı
5- Cemal Süreya
6- Şekspir’in bize ettikleri
7- Annelik nedir?

Sıralama değişebilir.

Araya başka yazılar girebilir.

İkisinden bir arada bahsedilebilir…

Ama işte buraya böyle mıh gibi çakayım da, yeri geldikçe anlatayım.Söz uçar yazı kalır sonuçta.

Bu arada hafta sonu Istıranca’lara gittik. Konudan konuya atlıyorum ama, birikince öyle oluyor. Kafa dağınık, anlatacaklar çok. İdare ediverin.

Baharda öyle güzel, öyle huzur verici ki yollar… Buzağılar, oğlaklar, kuzular, tomurcuklar, çocuklar… Her şeyin tazesi, miniği, körpeciği ortalarda. Köylerden birinin çıkışında bir levha:

“Organik Halı Yıkama”

Yahu tamam. Organik yumurta, organik manda yoğurdu, organik süt, organik domates-patlıcan…Halının organik yıkaması nasıl oluyor?

“Belki” dedi kocam “seriyorlardır halıyı. Salıyorlardır 4 keçi. Yalayın, diyorlardır. Al sana organik halı yıkama!” 

Olur mu olur.

Biri de salsa bir keçi bizim arabaya, şöyle organiğinden bir yalatsa. Dağlar iyi hoş da toza bulandık vallahi!

6 thoughts on “Suskunluğum kesinlikle asaletimden değil…

  1. bence bildiğin suyla sabunla halı yıkamadır o hani böyle balkonda veya sokakta kağı önünde yapılır ya ondan, siz tabi istanbullarda uzaksınız böyle durumlara :):):)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s