Vallahi hevesim kaçmış, yazacaklar bitmiş, kakarakikiriler tükenmiş değil…
Değil de, ben “aaa şunu da yazayım”, “bunu da yazayım” ları biriktirirken, hayat da bir yandan akmaya devam ediyor. Bu akış içerisinde bazen, bazı şeyleri -mesela blog yazmayı- ötelemek zorunda kalabiliyorsun.
“Ne dilediğinize dikkat edin” başlıklı bir yazı yazmış, sonunu da kendimden örnekler vereceğimi söyleyerek bitirmiştim. Adetim olduğu üzere devam yazısını yazmayı canım istememişti. Orada vermeyi düşündüğüm örneği hatırlamıyorum. Ama 10 gün önce öyle bir şey oldu ki, o yazıya atıfta bulunmadan edemedim.
Bu yaz, özellikle kardeşim için, çok koşturmacalı geçti. Gevrek gevrek gülüp, demiş ki: “Şöyle kolumu bacağımı bir yerimi kırsam da , bir süre yatmak zorunda kalsam. İyice bir dinlenirdim.”
Sen misin bunu dileyen? Babamın bile yazamayacağı bir senaryo gelmiş başına. Sakin sakin evde otururken, yan taraftaki sehpada kumandaya uzanmış, dengesini kaybedip sehpadaki cam kaseye abanmak zorunda kalmış. Kase kırılmış, bileği kesilmiş, kanlar saçılmış. Hemen hastaneye koşturmuşlar.
Annem ağlayarak, 6 saat sürecek operasyona girdiğini haber verdiğinde biz bir Karadeniz sahilinde, karı-koca denizin içinde şezlongumuzu açmış, ayağımıza vuran dalgalar eşliğinde az ötede denizde oynaşan kızlarımızı seyrediyorduk! Hemen şezlongları kapadık tabi.
Bugün kardeşimin “bir süre yatmak zorunda kalışının” 11. günü! Tam da istediği gibi bir müddet zorunlu tatil yapacak.
Sayesinde biz de, bayram gibi bir bayram geçirdik! Herkes aynı evde bir arada, uzun masalar, mutfakta sürekli pişen bir şeyler, gelenler, gidenler, kahkahalar, şükürler….
Bugün artık bizim aile eve döndük. Ev tam takır kuru bakır. Boşaltılmayı bekleyen bir bavul var. Ama ben bayata kaçmadan bir şeyler yazmak istiyorum. Mesela Brad Pitt ve Bradley Cooper‘lı rüyamı.
Bu ara sürekli rüya görüyorum da, Allah hayırlara getirsin.
Otel desem otel değil, apartman desem apartman değil bir yerde akşam yürüyüşü için dış kapıya gelmiş birilerini bekliyorum. Muhtemelen bizimkileri.
Aaaa bir bakıyorum, Brad Pitt ve ve Bradley Cooper da orada bekleşiyorlar. Gülümseyip “merhaba diyorum.” Dost canlısı bir sosyal kelebek olduğum için:P
Bradley sadece gülümsüyor da Brad Pitt pek konuşkan. O da merhaba diyor. Hemen her Türk gibi ülke tanıtımına gönül vermiş biri olarak “nasıl buldun Türkiye’yi?” diyorum. Bu nasıl bir “milli” kodlamaysa kardeşim, hepimizde bir ülkesini en iyi temsil etme telaşı! Neyse, cennet vatanımızı pek beğenmiş. “Eee” diyorum, “kaç oldu sizin çocuk sayısı en son? 7? 8? Nasıllar? Angelina Yenge nasıl?”
“İyiler iyiler. Onları bekliyorum. Biraz gezeceğiz” diyor. Hemen gezilip görülecek, yemek yenilecek bir kaç tavsiyede bulunuyorum: “Angelina Yenge, biraz yesin. Türk yemekleri güzeldir. Son zamanlarda pek kilo verdi.” diye de Angelina’nın yeni halini hiç beğenmediğimi kibarca belirtiyorum.
Kibarca gülümsüyor. Belli, o da pek memnun değil. Bradley Cooper ise pek nadan. Muhabbete katılmıyor. Belki de sadece benim gibi bir “yaban gülü”.
El sallaşıyoruz ve ben uzun ince bir yolda -birilerini beklediğimi filan unutup- ayağımda spor ayakkabılar tabana kuvvet yürümeye başlıyorum. Kafamdan da şu geçiyor: “Ayy keşke Brad Pitt’e ‘Thelma ve Louise’den beri zevkle izliyoruz’ da deseydim.” Amacım “vay be Türk seyircisine bak,çömez olduğum filmleri bile biliyor” şaşkınlığını yaratmak. Hala kafamda dalgalanan Türk bayrağı! Lafımı söyleyememenin pişmanlığı içindeyken rüya bitiyor, yazılar geçmeye başlıyor.
Uyanınca, rüyada Brad görmek ne demek diye baktım. Bir kere iki isim de Bradley’e çıkıyor, yani konuşkan olmayanınki orijinal isim. Bradley’in kelime manası ise“açık kırsal alan” demekmiş.
Yani sanırım rüyanın tabiri şu şekilde yapılabilir: “Üzerinize bir pike alarak yatınız. Açık alan bırakmayınız.”
hhahahah :))Bu aksam pikesiz yatiyorum :)))
Sen zati bir holivud starıyla evlisin. Benim kocam senin kocanı gerard butler’a benzetiyoooo…
:)saolsun senin kocan:)
biz de benzetiyoruz mubareki…
zaten sabote etti 🙂 pikeye sarmalanip yattim…. 🙂
Cagri adina ozgun yorum yapti
kardeşciğine geçmiş olsun…
Yeniden yazdigina sevindim. Kardesine gecmis olsun. Sana da ruyalarinin devamini dilerim.
Sadece derin bir iç çekmeyle yetiniyorum.Şükür,şükür,sonsuzun bitmezi kadar şükür…
geçmiş olsun çok. rüya da bombaymış, ben de bir ara bruce willis le aksiyon filmi tadında takılıyordum 🙂 iyi gelmiştir 🙂
Hmm Bruce Willis… Niyet edeyim, belki bu akşam o gelir rüyama; “Mavi Ay’dan beri hayranlıkla izliyoruz” diyeyim. “Demi’yle ayrılmayaydınız pek yakışıyordunuz” diyeyim.