Dün emekli babamın, emeklilik uğraşı Türk Sanat Musikisi korosu konseri vardı.
Annem haliyle kocasını en ön sıradan alkışlamak üzere konsere gitti.
Olağan akışımıza göre Ela’yı okuldan babam alıyor, karnını doyuruyor, ödevini yaptırıyor, bir tur da annem gelince yedirip eve karnı tok sırtı pek halde gönderiyorlar.
Dün, Ela’yı almak üzere annemlere uğradığımda, annemler konserde olduğu için babaannem Ela ile yalnızdı. Ocağın üzerine kendine göre küçük sahanlarda ısıtılmak üzere pinçik pinçik yemekler hazırlamıştı.
Hem babaannemi şenlendirelim, hem de bir kere de benim hayrım dokunsun diye yemeğe kalalım diye düşündüm.
Neyse yedik, içtik, toparladık. Biraz lafladık. Eve dönme vakti gelince, Ela babaanneme döndü:
“Bugün ödev yok, yarın sınav var. Ona çalış.” dedi.
Babaannem uysalca başını salladı.
**
Ela hergün okuldan geldiğinde kendi ödevlerini yaptıktan sonra oturtuyor babaannemi karşısına, o öğrenci kendi öğretmen gibi önce konu anlatıyor, sonra o konuyla ilgili yoklama yapıyor. Yani “muş.” Ben çalışma kağıtlarını görünce öğrendim!
Babaannemin oyundaki adı genelde Eylül!
Eylül çalışkan bir öğrenci. 90’a yaklaşan yaşına rağmen, bir dakika off bunalttın demeden, öğretmenini can kulağıyla dinliyor, soruları cevaplıyor. Yazık tenefüse çıkar çıkmaz da bulunduğu kanepede bir miktar şekerleme yapması gerekiyor!
İşte size Eylül’ün son günlerdeki çalışmalarından bir tanesi. Büyük harfler Eylül’ün cevapları, yeşiller öğretmenin düzeltmeleri.
Yarın da yine sermayeden yer, bir diğerini koyarım:)
ben çok güldüm 🙂
hem öğretmeni hem öğrenciyi tebrik ediyorum.Benimle onları tanıştırırmısın?
Süpeeeer çok çok güldüm Esra’cım, senin bu minik pıtır inanılmaz :O)
süperr
çok şirin olmuş… 🙂 Ellerinize sağlık..
Yaa ben bunu şimdi gördüm ve gülmekten koptum:))