Güm güm güm güm atma kalbim, duyulur dışardan


Dün Ela’yı okuldan almaya gittik. Ela arabaya biner binmez Ayça yeni kitabını gösterdi:

-Elaaaa, baaak yeni kitabım. Üstelik arasında stiiikırlar da var. Derin hediye etti.

-Derin kim?

-Benim sınıftan arkadaşım.

-Niye almış, durup dururken mi?

-Eveeet. Ama kıskanma. Birlikte okuruz.

**

Derin, o kitabı durup dururken almamış.

Derin Ayça’ya fena halde hayran. Bu hayranlık Şubat ayında Derin’in doğumgününde ifşa olmuş. Annesi de beni arayıp böyleyken böyle dedi. Hem gülüştük hem de- anlatması zor- gurur, hüzün, mutluluk karışımı bir duyguyla burnumuzun direği sızladı.

Derin, okuldaki doğumgünü kutlamasından eve gidince, sürekli Ayça’dan bahsetmiş.

Onun hediyesi için “ne güzel di mi anne” demiş.

Resimlerine bakıp kıyafetini övmüş, videoyu seyredip, “ne hoş dansediyo di mi?” demiş.

Ama böyle masal güzel güzel giderken ne olur? Bir çapanoğlu olur, olur ki, reytingler artsın.

Bizim masalımızda da bir üçüncü kişi sahneye girer.

Aynı sınıfta Aref diye yakışıklı mı yakışıklı bir delikanlı daha var. Akrabamız olması münasebetiyle, Ayça ile daha eskiden tanışıyorlar, bazı hafta sonları da görüşüyorlar ve haliyle daha sıkı fıkılar.

Derin akraba olduklarını ne bilsin, Ayça kendisiyle değil de Aref’le evlenecek diye aklı çıkıyor!

Neyse ki bir süre önce ben bu küçük sırrı Derin’in kulağına fısıldadım. “Akrabalar evlenmez” dedi ilk tepki. Yemin ediyorum, yüzündeki her hücre aydınlandı!

Geçen gün “kitap değiş tokuş günü” vardı okulda. Herkes artık okumadığı bir kitabı, arkadaşına hediye etmek üzere getirecekti. Şans bu ya Ayça’nınki Derin’e düşmüş, o da çok sevinmiş.

Ah, kahpe felek, Aref’inki de Ayça’ya düşmesin mi?

Derin, derin derin düşünmüş, hemen o akşam kendi biriktirdiği parayla Ayça’nın kalbini 12’den vuracak prensesli ve çıkartmalı bir kitap aldırmış.

Kitap, içinde Derin’in ağzından yazılmış çok zarif bir notla masamdaydı.

İkiliyi, devir teslim törenini yapmak üzere, odama çağırdım.

Ayça ne olduğunu anlamadan bakınırken, Derin hemen masadaki kitabı kaptı:

-“Ayça, bu senin için.” dedi. “Çıkartmalar da var içinde.”

Ayça “viiiii” diye bir şımarıklık sesi çıkardı. Kitaba sarıldı, gözlerini kapadı, gamzelerini çıkardı.

Derin, bakışlarını Ayça’ya kenetlemiş gülümseyerek ve gururla bakıyordu.

İkisinin de mimiklerini kaçırmamak için, yanlarında çömelmiş, bir ona bir buna bakıyordum.

Derin Ayça’ya baktı, baktı, baktıııı; sonra bana dönüp şap diye yanağıma bir öpücük kondurdu. O öpücüğü Ayça’ya kondurmaya cesaret edememişti.

Doğru bildiniz, ben o sırada çoktan gözümün musluklarını açıvermiştim.

Olaya el attım, yabani kızımın akıl edeceği yok:

-Derin’e teşekkür etmek istemez misin?

Sarıldılar, öpüştüler.

Derin, akraba filan da olsa hala Aref’e gıcık: “Sınıfta vermedim. Yoksa Aref felaket kıskanırdı.”

Ayça bir “viii” daha yaptı.

Sonra yan yana, sırlarıyla birlikte sınıflarına döndüler.

Deniz Hanım,

Burada olup onları sizin de görmenizi çok isterdim. Çoook güzel bir sahneydi çünkü. Umarım sevgilerini hakeden, onların kıymetini bilen kişileri severler bundan sonraki hayatlarında da…

**

Sanmayın ki masal mutlu sonla burada bitti, bu hikayede bir de Aref’e yanık Yasemin var, ki o da akrabamız, onun Aref’le hikayesi ve Ayça’yı yolma girişimleri de bir başka kakarakikirinin konusu olsun.

9 thoughts on “Güm güm güm güm atma kalbim, duyulur dışardan

  1. Ayça hanım ne kadar şanslılar ablacım senin gibi hem komik her gerekli mudahaleyi kıvamında yapan bir annesi oldugu icin.. Ama hikaye kuzey ve guneyden fazla sardı:) Beklerim devamını…. Hayat hepsine sevgilerini hak edecek , mutlu ve huzurlu bir yaşam paylaşacak insanlar çıkarsın… Onlar ermiş muradına biz çıkalım…..

    • Hmm ordan da tanışıyoruz yani! Ben böyle kardeşime bakan köylü teyzeyi kaçırmışım biliyor musunuz? O öyle denmez, böyle denir filan diye düzelterek. Bana da batıyordu, sonra bir gün birisi bir laf etti- batmıyor mu batıyor ama önemsememeye çalışıyorum. Orhan Baba’dan gelsin o vakit: “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beniiii”

  2. Ayça ile çok güzel günler geçirdik. O çok tatlı,çok akıllı hepinizi öpüyorum.İsmet yenge

  3. Ben de bir düzeltme yapayım.’Bir ona bir bana bakıyordum’demişsin.’Bir ona bir buna bakıyordum ‘ olacaktı herhalde.’Göçmen Teyze’yi açırttığını hatırlıyorsun demek ki.Seni seni…Ama olay çok güzel.Allah hepsine bütün güzellikleri yaşatsın,hep sevgiyle sarmalansınlar.

  4. Esra Hanım,

    YAzıyı dönüp dönüp baştan okuyorum, hem gülüyorum hem gözlerim doluyor benim de.
    Kendilerine ait dünyalarında bu kadar saf ve temiz olmaları beni o kadar etkiliyor ki, biz o noktadan bir sonraki noktaya kaç adımda geçtik, ne zaman öyle olmayı unutmaya başlyoruz, hangi yaşlar, hangi olaylar bizi o bulunduğumuz ilk noktadan alıp bir sonraki noktaya getiriyor bunu sorup duruyorum. keşke hep böyle kalsalar, kalsak….
    Size katılıyorum, umarın bundan sonraki hayatlarında onların değereini bilecek, çok sevecek ve sevilecekleri iyi insanlar çıkarsın Allah karşılarına.
    Güzel yazınız da bu anı ölümsüzleştirdi, elinize sağlık.
    Sevgi ve saygılarımla,
    Deniz

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s