Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.
Sene 2011, aylardan Ekim, yer bizim evin mutfağı
Efendim bizim Selgin’in yemek tariflerini okudukça, o güzel yemek resimlerine imrenir dururum. Facebook’ta da Selanik grubunun çok güzel bir yemek köşesi var. Aslında grup çok güzel birşey yapmış. Fotoğraf albümü hazırlayıp açıklamalara yemek tarifleri koymuş. Zaman zaman da bu yemek teriflerine yenileri ekleniyor. Yani yeni resimler yayınlanıyor.
Ön açıklama iyi oldu galiba. Şimdi biraz detaya girelim. Uzun zamandır benim de bir i-pad’im olsun isterken, geçenlerde İzlen’in iş arkadaşları Amerika’ya gittiler. Fırsattan istifade bir tane getirttik ucuz fiyata. Evdeki elektronik oyuncaklara fazlaca ilgili olduğumdan i-pad de söz verdiğimin aksine bana zimmetli oldu. Ben de böyle olmasın diye İzlen için birşeyler yapayım dedim. Bu Selanik mutfağı tariflerini PDF doküman haline getirmeye başladım. Tariflerden biri kolaylığı ve resminin nefaseti ile dikkatimi çekti: Yeniceli Köfte.
Tarifi vereyim hemen: 1 kg patlıcan közleniyor. İçi bir yere ayrılıyor. 500 gr kıyma, tuz ve kara biber ile biraz pişiriliyor. Daha sonra pişmiş kıyma, patlıcan, 1 kaşık un ve iki yumurta iyice karıştırılıyor. Karışım kaşıkla biçimlendirilip köfte haline getiriliyor ve kızgın yağda pişiriliyor. Ne kadar kolay değil mi?
Ben İzlen’i tetikledim. Tarifi açtım i-pad’in ekranına. Hemen herşeyi hazırladık. 2 parmak yağı çelik tencerede kızdırdık. (Evet kokmasın diye evde kızartma yapmak istemeyen ben haliyle kızartma tavası da aldırtmadım. İzlen de sağlıklı yaşam meraklısı, pek ses etmedi duruma). Ben kaşıkla şekil verdiğim köfteleri birer birer kızgın yağa atıyorum. Ancak olayda bir terslik var. Karışım çok sulu ve cıvık. (Bunu biraz İzlen’in tariflere çok sadık kalmasına bağlıyorum. Baştan beri 1 kg patlıcanın 500 gr köfteye fazla olduğunu düşünmekteyim. Ama olsun mutfağın patronu o. Yanlış giden birşeyler olursa kimi suçlayacağımız da belli :-)). Köftelerin altı güzelce kızarıp pembeleşti ama çok yumuşak ve dağılabilir olduklarından maşa ile tutup çeviremiyorum. Neyse çevrilecek kıvama geldiklerinde arkalarını da çevirdim, iyi kötü köftelerimiz oldu. Onları yağları süzülsün diye kâğıt havlu üzerine bıraktık ki havlu sırılsıklam oldu. Köfteler de biraz fazla esmerler bu arada. Kızartma ile işimiz bitti. Bu sırada mutfağın kapısı kapalı ve camları açık. Koku işinde çok titizleniyorum.
Güzelce yemeğimizi yedik. Mutfağın kapısını açıp içeriki odalara gittiğimde bütün evin kızartma koktuğunu farkettim. O soğukta evin tüm camlarını açtım. Üzerimize polarları giyip yarım saat bekledik. Kızartma yaparken giydiğim tişört ve hırka yağ kokusundan bitap düşmüşlerdi. Yemekten önce banyo yaptığım halde saçlarımı tekrar yıkadım. O gece öyle geçti. Ertesi sabah otobüse bindiğimde, montumun, fermuarı açınca çantamın içinin bile yağ koktuğunu fark ettim. Köfteler lezzetli miydi? Evet. Kokuya değer mi? Hayır. Bu olaydan çıkardığım sonuç şu oldu: Tarif ne kadar kolay görünürse görünsün, tecrüben yoksa mutfağa girme. Yemek tarifi yazan arkadaşlara sesleniyorum, lütfen tarfilerinizde işin püf noktalarını da belirtin.
Üstüme hiiç alınmadım. Ben kızartma tenceresini evden çıkaralı çok oluyor. Sadece balık kızartacaksam ben de sizin gibi çelik tencere kullanıyorum. Malum ben Actifry’ın gönüllü temsilcisiyim (bu gönüllük işi nereye kadar gidecek bilmiyorum).
Tarif hakkında yorumlarıma gelecek olursak…
1) Közlenmiş patlıcanla köfte yapmak fikri iyi, tuttum.
2) 1 kg patlıcan ve 500 gr kıymayla köfte yaparsanız siz iki kişi sağlam üç günde tüketirsiniz onu. En azından İzlen’in kuş kadar yediğini bildiğim için söylüyorum.
3) Bir kaşık un az. Un yerine bayat ekmek kullansaydınız daha başarılı olurdu zannımca.
4) Biz (annem, Sesil ve ben) köfteleri kızartmak yerine fırında (tepside, pişirme kağıdı üzerinde) pişirmeyi tercih ediyoruz.
5) Haftasonunda ben bu tarifi modifiye edip yapayım, sonra da blogda yazayım. Yoksa Esra bana da burada sayfa açmak zorunda kalacak.
Süpersin. Güncellemeyi yap ben de PDF dosyamı yenileyim. Ayrıca biz tarifi 1/2 ölçekle yaptık. Unu da yarım ölçeğe rağmen 1.5 kaşık koyduk. Patlıcan közlemesi dondurulmuş olduğu için fazla suluydu ve miktarı ayarlayamadık galiba.
Hmmm… közleme patlıcanla köfte… çok iyi bir fikir. Evde durupduran patlıcanları ne yapacağımı düşünüyordum ben de… Söz vermeyeyim ama ben de bu hafta sonu böyle bir denemeye girişirsem resimleyip bloga koyarım. Böylece 3 blogda 3 patlıcanlı köfte denemesi yapmış oluruz.
Hande guldurdun beni. Pek senkron gidiyoruz bu aralar! Ne guzel! Keske kabakli kok sebze corbasini da fotograflasaydim…
Selgincim misafir sanatci kosesine istedigin zaman buyur gel. Mevlana memleketinden biri olarak gel ne olursan gel diyorum.
Erhancim endiselenmeye baslamistim, sesin solugun kesilince. Oh be.