Bu yazı misafir sanatçı erhantoker tarafından yazılmıştır.
Site sahibinden aldığım özel izinle yazmaya devam ediyorum.
Sene 2009, Mevsimlerden bahar, yer Profilo yakınları, Mecidiyeköy.
Yakın bir arkadaşım, ikiz biraderim ve ben yolda yürüyoruz. Mecidiyeköy’ü bilen bilir, Profilo AVM civarı sokaklarda kaldırım yoktur. Ortadan yürürsünüz öyle. Araçlar ve yayalar arasında adı konulmamış bir gizli sözleşme vardır. Biribirimizi idare ederiz.
Ancak taksiciler başka bir hikâyedir. Dünyanın her yerinde onlar başka bir hikâyedir, ama İstanbul’da taksiciler bambaşkadır. Elbette istisnaları göz ardı etmeyiz. Neyse efendim biz yürürken bir taksi üzerimizden geçme niyeti gösterdi ve biz kendimizi kenara zor attık. Arkadaşımız (kendisi 170cm boyunda gayet yapısız birdir) duruma sinirlendi ve “hıyar ağası” diye taksiciye bağırdı. O çok acelesi olan taksiciler kavga etmeye her zaman vakit bulurlar bilirsiniz. Arkadaş zınk diye durdu ve araçtan “Ne diyorsun lan?” diye sordu. Biz baktık kendisi kısa, tıknaz göbekli biri. Birader hemen atladı “hıyar ağası dedik” diye. Adamı gözümüze kestirdik bir kere. Adam inmeye yeltendi. Ben her zamanki ilk müdahale olarak kapıyı tuttum açamasın diye. Hem inemez, hem de içeride kaldığı bir iki saniye içerisinde sakinleşir, rakiplerini tartma şansı olur diye. Ama adamda nasıl bir kuvvet varsa iki kişi tuttuğumuz kapıyı açtı. Dışarıya çıkan taksi şoförü 165cm ya var, ya yok. Ama eni de o şekil. Yani adam bir top şeklinde. O sinirle bizim tıknaz arkadaşın üzerine yürümeye çalışıyor. Biz de biraderle 185 cm boy, kütle ve iki kişi olma avantajı ile adamı tutacağız. Ama adam ikimizi sürüklüyor. Mübarek adamın içinde nükleer çekirdek var. Bu arada bizim arkadaş, sanki olayı başlatmamış gibi geri planda durmaya gayret ediyor. Biz de baktık adam üçümüze yeter, artar bile. Taktik değiştirdik. Arkadaşımıza döndük “barışın abi ya, günün stresi işte, kusur bakma” şeklinde iki tarafı da sakinleştiren hamleler ile durumdan yara almadan sıyrıldık.
Bu sayede taksici milletine bulaşmama konusunu bir kez daha kararlaştırdık…