Kapıda dikildim, dikildim, dikildim…
Cesaret edemedim adım atmaya içeri
Aslında merak etmiyor da değildim.
Hayallerimde belki bin kez girmiştim…
Sonra bir ses dedi ki, dikilme dön geri,
Gidersen kaybedeceksin elindekileri.
Ne döndüm, ne girdim;
Dikildim, dikildim, dikildim.
Kapı yüzüme kapanmasa, bilin ki salak gibi dikilmeye devam ederdim.
Pazartesi sendromunuzu giderecek bir kakara kikiri olmadı biliyorum. O zaman şöyle bağlayayım; eşiğinden geçmeye niyetlendiğiniz her kapının sizlere ardına kadar açık olması dileğiyle!
“Esra’rengiz”
Bloguyla kalbini ve hayatını bizlere açmış canım arkadaşım, bu yazılarla “eee” oluyoruz, tamam belki kafamız çalışsın, hayal gücümüz genişlesin diyorsundur ama, gizem yüklü yazılar da mana arar olduk… Bunu bilesin. Ardından hemen telefona sarılıp “ne bu şimdi” diyesim var, ama sen kendini hazır hissedince nasılsa anlatacaksın diye de düşünüyorum. Böyle arada derede bırakma bizi.
Ah benim, ağlayan her başa omuz sunan arkadaşım! Korkma gizem filan yok. Bunlar şimdi yazdığım şeyler değil ki, sadece şimdi gün ışığına çıkartıyorum. Keyfim yerinde merak etme. Yine de meraktaysan hala, sen sorularını çıkart, ben sırayla cevaplarım:)
keyfin yerinde olsun, sana gülmek yakışıyor 🙂