Yazıyı görünce “Yuh” dedim. Nal kadar yazıp, vitrine yapıştırmışlar.
HÜRREM
PARFÜMÜ BULUNUR
Dün bir ara Üsküdar’a gittim, yeni hükümet konağından sahile doğru inerken sağda, şu meşhur açık parfüm satan dükkanlardan biri satıyordu. Tam önünden geçip gidiyordum, geri dönüp gülerek içeri girdim.
Geçen senelerde Aşk-ı Memnu döneminde, Bihter kolyesi, tokası, püsürü sonra Muhteşem Yüzyıl‘la birlikte Hürrem kızılı, Mahidevran yüzüğü, Hatice Sultan broşu filan görmüştüm ama işin koku duyusuna kadar gelebileceği aklıma gelmemişti!
“Hürrem parfümü mü? “ dedim kasadaki güzel gözlü, güzel gülümseyen kıza. Kız hemen bir şişeye davrandı, ben “ay sıkmayın” diyemeden koluma sıktı. Güzel, hafif baharatlı ama baymayan bir koku.
“Bu Hürrem’in kokusu mu şimdi?” dedim. Arkada oturan suratsız bir hanıma döndü, “açıklamayı siz yapın” dercesine. O da 2 karış suratla, “evet, zamanında bu parfümü kullanıyormuş.” gibi uyduruk bir açıklama yaptı. Zaten o suratla ne satsa başarılı olamaz!
Tabi ki almadım, gülümsememe devam ederek çıktım. Yine de buram buram Hürrem kokuyorum hala.