Kayınpederim sanatçı adam, yaptığı her şeyi sindire sindire, özenle ve görünüşü mükemmel olarak yapar. Yaptığı ahşap oymaları geçtim, mesela bir salata yapar, yemeye kıyamazsınız; marulları kayık yapar içine doldurur, domatesten havuçtan çiçekler yapar üstünü süsler. Bize yemeğe geldiklerinde, yani 40 yılda 1, kendi bulamaç salatamdan utanıyorum billah. Bir yaprak sarması sarar; hepsi aynı boy ve aynı incelikte. Sanırsın fabrikasyon.
Hal böyleyken geçen onlara gittik, dakika 1: arabayı yanımızdaki diğer arabalarla paralel park etmedik, diğerlerine göre azıcık verev kaldık diye diye lafı yedik!
Sonra kahvaltıya oturduk, kızlar açık havanın etkisi olsa gerek, yedikçe yediler. Gelenle yetinmediler, bir parti i daha sucuk istediler.
Aytuğ atıldı hemen “ben keserim” diye. Gitti gelmez. Biraz sonra geldi, bir avuç sucuğu, hemen oracıktaki elektrikli mangalda yapmak üzere babasının eline boşalttı.
Kayınpederim elini açar açmaz “bu ne yav?” diye gürledi. Tam söylenmeye başlıyordu ki, gülmekten nefesi kesilmiş olan oğlu, gülümseyen karısı ve benimle göz göze geldi.
Meğer, Aytuğ tek tek uğraşarak sucuklardan birini bir parmak kalınlığında, birini incecik, birini 5’te 1’i kemirilmiş, biri üçgen velhasıl her biri farklı şekillerde kesmiş! Sırf babasını azıcık gıdıklamak için. Hepsini aynı incelikte ve şiir gibi kesen, öyle de kesilmesini isteyen birisi için çok rahatsız edici bir tablo tabi. Neyse ki erken fark etti numarayı!
Ha bu arada, “babasına bak oğlunu al” diye bir söze inanmayınız.
Kayınpeder obsesif mi? Bana mı öyle geldi? Aman dikkat bulaşıcıdır. Aytuğa’a gelince annesine çekmiştir. Allah da seni korumuş 🙂
“Obsesif obsesifi uazktan tanır” diyorsun yani:P Yok canım o boyutta değil, sadece yoğun estetik kaygıları var.
Valla ben de yemege misafir cagirirken simetrik oturabilelim diye cift sayida insan cagirmaya dikkat ettigimi yeni farkettim. Kayinpeder farkedip durumla dalga gecebiliyorsa bence birseyi yoktur..