Eveeeet, sonunda benim de artık saçımda 1 tel beyazım var! 1 parmak boğumu boyutunda, kalınca ve bembeyaz.
Gülümseyerek karşıladım kendisini ve de bir güzellemeyle…
Hoş geldin, sefalar getirdin.
Neden bu kadar geciktin?
Aklınca bana küçük bir kıyak mı geçtin?
***
Söyle bakalım daha mı olgunum şimdi?
Yoksa daha mı akıllı?
Ben gülümserken,
Neden kızımın gözleri yaşlı?
Yok ki benim bugünümün, dünümden farkı.
***
Asansörün aynasında gördüm seni, tarih yirmidokuzağustosikibinonbir
İstersen arkadaşlarını çağır farketmez, benim yüreğim gençtir!
Hoş geldin beyaz telim, sefalar getirdin.
Bana bir kez daha, yaşadığımı hissettirdin!
"Kakara Kikiri" 
İlk gelen doğru insana yasadıgını hissettiriyor, olgunlasmıs buyumus oluyor kişi, arkasından gelenlerle her ay gidilmesi gereken kuafor ise işin sevimsiz tarafı 🙂
doğru söylüyorsun, o yüzden “kıyak geçti” dedim. eğer babaanneme, babama çektiysem, ki öyle görünüyor, ve şöyle 5-10 yıl daha tek tük gelirse hiiiç boyatma işine girmeyi düşünmüyorum. 25’lerimde filan çok acıklı bir balyaj anım var çünkü, hala bu travmayı atamadım üzerimden:)
Sen üç beş tele güzelleme yazarsan, hem de böylesine en bi güzelinden, duyan gelir, duyan gelir. Ona göre. Kuaför işine gelince, bize uymaz, bizi bozmaz da 40 yaşından sonra gidince muhtemelen ortamda sırıtmaktan ötürü biz kuaförü bozarız. Boyatmamayı destekliyorum.