Küçük Prens erdi muradına, biz çıktık kerevetlerine!


Küçük Prens’i okudunuz mu?

Ben ilkokul 2’deyken, benden büyük kuzenlerimden okumam için bir dizi Can Yayınları kitabı gelmişti. Küçük Prens de onlar arasındaydı. İlkönce, yine bu kitap güruhuyla gelen, Pinokyo’yu okumuş; topal tilki ile kör kedinin Pinokyo’nun altınını çalıp, bir ağaca bağladıkları kısımda böğüre böğüre ağlamıştım. O ruh haliyle, onun üzerine okuduğum Küçük Prens’i ise çok sıkıcı bulmuştum.

O yıldan itibaren etrafımda herkes Küçük Prens’in ne harika bir kitap olduğundan bahsederken, ben nedense bir daha elime almak istemedim. 25’lerimde filan yine bir niyetlendim okumaya, olmadı! Taaa ki geçenlerde hiç ait olmadığım bir düğünde, Küçük Prens beni bulana kadar…Bilimum kakarakikirler’den artık tanıdığınız (mesela bundan ya da bundan)halamın , kızının bir kızı oldu. Biliyorsunuz Ankara’da oturuyorlar. Neyse çok yakın arkadaşlarının düğünü için minik bebeği de alarak İstanbul’a geldiler. Ben bebeğe bakmaya gönüllü oldum olmasına da, annecik süt sağıp bırakmak istemedi. Benim de düğüne gelmem için ısrar etti; “bebek bende dururmuş, acıkınca o emzirir bana verirmiş. ”

E düğün Eyüp’te, benim orada bir yerleri bulmam imkansıza yakın! Ben de kocama ısrar ettim. Biraz naz, niyazdan sonra saat 7’de, 1 bebek, 2 kadın, 2 erkek arabadaydık. Üstelik hangimiz düğünün asıl davetlisiyiz belli değil, kocam da ben de daha şıkır şıkırız! Biraz abartmış mıyız ne? Sanırım, böyle bir davet bekliyormuşuz. Simler, topuklular, keten gömlek, pantolonlar

Telefona çıkış yerimiz, ve varış yerimiz girildi, (bkz yolumuzu nasıl buluruz) koordinatlar belirlendi, istikamet Eyüp.

Davetiyelerinde gezegeninin üzerindeki resmiyle Küçük Prens var. Yanında da kıvır kıvır saçlarıyla bir Küçük Prenses! Niyeyse, çok hoşuma gitti.

Neyse düğüne vardık.

Asil ve asıl davetli gibi gelinin anne babasının, kardeşlerinin, damadın ailesinin elini, suratımızda koskocaman bir gülümsemeyle,  sıktık. Tebrik ettik.

Girişte, bir masada gelinin kardeşleri nikah şekeri niyetine “mavibulut” yayınlarından karton kapaklı Küçük Prens’in kitabını veriyorlardı. Sevinerek aldık.

Garsonlar etrafımızda pervane, küçük kanepeler, çubuğa takılı köfteler, içecekler getirdiler. Mideye indirdik.

Düğün bir terastaydı, Haliç tüm ihtişamıyla ayaklar altındaydı. Keyifle seyre daldık.

O sırada niye orada olduğumuzu hatırlayıp, bebeği anneden aldım. Yok merak etmeyin üzerime kustu, ciyak ciyak ağladı geceyi zehir etti filan gibi hikayelerim yok. Uslu uslu bakındı kucağımda. (Tekerleğini döndüren küçük bir hamster gibi bacaklarını oynatmasını saymazsak tabi! Bu yaşta bu idmana bakılırsa ileride kesin maratonda bir derece yapabilir.) Anne ve babası (sanırım) düğünün keyfini çıkarabildiler. Hatta nikah kıyıldıktan sonra, biraz emip uykuya dalıverdi. Aytuğ ve ben de sadece onun başında bekleyip içkimizi yudumladık; düğünü seyrettik. Emin olun, yancı davetli olmak asil davetli olmaktan daha keyifli; Bir kere kimseyi tanımıyorsun, 40 kez” ne var ne yok?” sorusunu cevaplamana gerek yok, piste çekiştiren yok, durmadan birilerini öpmene hiç gerek yok!

Öyle sağı solu seyrederken, kendi bebekli ve zehir sıkkım olmuş düğün maceralarımız aklımıza geldi. Yeni bir projeyle çıkageldik: donanımlı şoför (hikayemizde: Aytuğ) ve donanımlı dadı(hikayemizde ben) hizmeti! Şöyle birkaç dil bilen, görgülü, görenekli, prezantabl… Hizmet tutar gibi geldi.

B612 gezegeni üzerindeki Küçük Prens ve Prenses’in olduğu düğün pastasını da lüplettikten sonra, düğünden ayrıldık. Gelinle damat bir yastıkta kocarlar umarım!

Düğün Temmuz sonundaydı. Sonrasında, tatildi, koşturmaydı ben kitabı bir yere tıkmışım. Bir önceki akşam buldum.  Uzunca bir süre kapağına baktım, baktım… Bir cesaret, okumaya başladım.  

Güzel yazmışsın be Antoine De Saint-Exupéry.

Ve Küçük Prens! Seninle bunca sene sonra yeniden karşılaşmak ve bu sefer anladığımı, sevdiğimi söyleyebilmek  güzel.

2 thoughts on “Küçük Prens erdi muradına, biz çıktık kerevetlerine!

  1. Ben de nice zamandır Küçük Prens’i yeniden okuma niyetindeyim. Bu biraz da iki kere teşebbüs etmiş olsam da Kemal’e bir türlü okutamadığım için. Hatırladığım kadarıyla o yaşlarda ben de biraz sıkıcı bulmuştum. Kabul etmek lazım, Küçük Prens çocuklar için değil büyükler için yazılmış bir kitap. Tabii anlayana.

    • Kesinlikle büyük kitabı…Kemal’i hiiç zorlama. Bizim gibi orta yaş üstünü beklemesin tekrar okumak için:)
      Kitabı da, yoksa, mavibulut’tan al. Kitap kalın ciltli, boyutu, basksı herşeyi “gel beni oku diye bağırıyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s