Biri bana yaslanmış, biri babasına televizyonda bir çocuk programı izliyoruz. Programda çocuklar kahramanlık üzerine sohbet ediyorlar. Ben döndüm çocuklara: “Peki sizin kahramanınız kim?” diye sordum. Babasına doğru iyice kaykılmış, tek bacağını kıvırmış, öbürünü onun üzerine atmış süper keyifli biçimde yatan Ayça: “Babam” dedi. Gözlerim gayri ihtiyari, bu kahraman babaya doğru kaydı. Yüzünde zafer dolu, kocamaaan, yayvan bir gülümseme. ..Maalesef gelip gelip beni koklayıp “ne güzel kokuyorsun anne. Seni çok seviyorum.. Annemi tercih ediyorum” gibi beyanatları olan en kuvvetli kalemi de kaybetmiştim.
Ela üzüleceğimi düşündüğü için mi, yoksa yüzümde bir hayal kırıklığı mı gördü bilmiyorum, hemen söze atıldı. “benim kahramanın bütün ailem” gibi politik bir cevap verdi. Halbuki kendisi daha 1 ay önce arabada giderken gerçek safhını açıkça belirtmişti:
10 günlük bir iş seyahatine gidecek olan kocama, arabada giderken göz kırpıp, sesimi hafifçe yükselterek: “İyi o zaman sen bavulunu topla, 10 gün kadar çek git evden.” diye çıkışır gibi yapmıştım. Ela da hemen arkadan atılmıştı: “Niye babam gidiyormuş, SEN git” diye. Karı koca baya bir güldük tabi. İşte zafer dolu, kocamaaan, yayvan gülümseme kocamın yüzünde ilk defa o anda da belirdi. Aynı gülümsemeyi, “babişko bu erkek arkadaşım” diye bir küpeliyi koluna takıp getirdiğinde de görür müyüz? Sanmıyorum.
Ela’nın baba hayranlığı daha da eskilere dayanıyor. 3 yaşına yakın annemler onu kadın kadına gittikleri bir kaplıca gezisine götürmüşlerdi. 3-4 kadın Ela’yı ortalarına alıp, sorular soruyor, sonra da cevaplarına gülüyorlardı. İşte bu gösterilerden birinde yine almışlar ortalarına, bizimki babasını anlatıyor, bunlar gülüyor:
“Benim babamın boyu tavana kadar” – hahahaaa
“Benim babamın kolları yerlere kadar” -hahahahaaaaa
“ Benim babamın …..” – ????
Şimdi burada oto sansür sebebiyle devamını yazmayayım. Ama annem son cümlesi üzerine bana “siz çocuğun karşısında ne yapıyorsunuz?” diye kızmıştı. Ne demiş olabileceğini oradan çıkarın!
Tüm bunlara rağmen karnı acıkınca, yere düşünce, tuvalette işi bitince kime baş vuruluyor?
“-Annnnnnneeeeeeee”