Geçen dolmuşa bindim, yanıma da bir teyze oturdu. Koyu renk tenli; tipik koca memeli, koca popolu, koca göbekli bir bereket ana. Altında çiçekli bir pazen etek, üstünde eteğiyle gayet uyumsuz, desenli bir tişört. Başına da ensesinin altında kavuşacak şekilde bir tülbent bağlamış.
Önümüzdeki sıraya da bir delikanlı bindi, düzgün tipli efendi görünüşlü bir şey. Pembe tişörtü, kotu ve kazınmış saçlarıyla pek havalı! Çocuk şoföre: “25 kuruşum var sadece ağbi, ama istersen Ziraat Bankası’nda dur. Çekip vereyim.” dedi. Şoför az rastlanır şekilde bonkör çıktı: “Tamam kardeşim önemli değil. Yeter 25 kuruş.”
Yanımdaki teyze kıpırdanmaya başladı. Haşır huşur göbeğinin oralarda bir şeyler arıyor. Derken birkaç bozuk para çıkartıp, şoföre uzattı; “gencin parasını buradan al.”. Şoför, elini tam uzatmışken, çocuk için para verdiğini anlayınca hooop elini geri çekiverdi: “Yok teyzeciğim gerek yok.” Bu arada çocuk, duygusal duygusal bakıyor:” ah teyzem teşekkür ederim.” Kadın:”Yok yavrım, önemli diil”
Teşekkürler, alahaşkına’lar, gerek yok’lar havada uçuşuyor.
Dolmuşta bir duygu seli, neredeyse kaptan, kel çocuk ve tombiş teyze sarılıp yumak olup akacaklar! Ben ve benim gibi elini cüzdanına atmayan diğerleri de olayı sadece seyrediyoruz.
O sırada işkillendim. Bu ara fazla kumpas, dolandırıcılık hikayesi filan dinledim de. Ya bu çocuk, şoför ve kadın bir organize işler şebekesiyse? Ya bizi oyalayıp, paramızı filan yürüteceklerse? Şöyle oturuşumu dikleştirdim. Çantamı kendime doğru çektim. Teyze o sırada ineceği yere geldi, çocuk ona inmesi için yardım etti. Tekrar helalleştiler.
Tam olayın düzmece olmadığına ikna olacaktım ki, Ziraat Bankası’nın önünden geçtik. Acayip bir kuyruk, emeklilerin maaş günüymüş: Acaba çocuk tek mi çalışıyor? Şoförün Ziraat Bankası’nda o kadar bekleyemeyeceğini düşünmüş olmalı. Eee çıkarı ne, yoksa teyzeyi mi düdükledi dolmuştan inerken?
Diğer yanımdaki adamın dürtmesiyle düşünce bulutumdan sıyrıldım:
-Han’fendi, müsaade eder misiniz, ineceğim? Çantanızdan geçemiyorum da…
Anam, dolandırıcılık hikayeleri o kadar cok ki, artık belki de ozumuzde olan yardımseverligi unutup herseyden suphe eder olduk…..