Saat sabah 7, henüz rüya görerekten, uyuyorum. Evde bir tek sabah bülbülü büyük kızım uyanık. Kulağında telefonla, neşe içinde yanıma geldi. Bir anlam vermeye çalışarak, bir ona, bir de bana doğru uzattığı telefona baktım. “Özgün Ablam” dedi neşe içinde, yani kardeşimin karısı. Allah allah, tatildeler. İnsan tatilde bu saatte mi uyanır?
Telefonu kulağıma götürdüm, bir kadın mırıl mırıl “bıdıbıdı bıdı hastanesi” diyor. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Özgün’lere bir şey oldu, hastaneden beni arıyorlar! “Ne?” demişim, panikle. Kadın daha tane tane tekrarladı: “Esentepe Pastanesi”.
Ben: Eeee ?
Kadın: (Bir şeylerin ters gittiğini anlayarak) Ev mi orası?
Ben: Eveeet. Siz ne sandınız?
Kadın: Pastane
E be kadın, sabah 7’de pasta siparişi mi verilir? Hadi verdin, numarayı düzgün çevirsene.
Bu kalp çarpıntısına rağmen, tekrar dalmayı başardım. Yani başarmıştım ki, Ela tekrar yanıma geldi: “Anne bana ruj alacaktın!”.
Kalk Esra dedim, gün başlamış. Millet pasta, ruj kısmına geçmiş, sen hala uykudasın. Kalkmak kaçınılmazsa, ZEVK almaya bak! Böyle miydi bu laf?
Hergunun bır ayrı komik geciyor arkadasım..bu olaylar senimi buluyor yoksa 2cocuklu anne olmak boyle bişeymi:))..ama sayende bunları yasamazken ki rahatlıgımızı algılıyoruz belki de:))
yok yok, 2 çocukla ilgisi yok. arada eski anılarımı da yazıyorum ya. ben hep böyleydim. komik olaylar beni BULUYOR! sadece dönemsel olarak neyin beni bulduğu değişiyor.