Feriştahı gelse tanımam


Günlerden bir gün babam ve ben arabayla eve dönüyoruz. Bir kırmızı ışıkta durduk. Ben dışarıyı seyrediyorum. Arabanın yanından bir çocuk bize doğru yürüyor; gözgöze geldik. Aaa ne göreyim, üniversitede aşk meşk yaşadığımız çocuk! Aramızdaki hukuğa dayanarak, camı hafifçe aralayıp, “merhaba” dedim. Çocuk bana boş gözlerle baktı, “pardon, çıkaramadım” demesin mi!

Nutkum tutuldu, tek kelime edemiyorum, “hani seviyordun ulen” demek istiyorum, babam yanımda. “Ben Esra” diyebilim. Neyse ki çocuk uyandı o anda, “siz ağbimin arkadaşı olmalısınız” diye.  Nasıl rahatladım anlatamam, evet ya bu düşündüğüm kişi değil! Meğer çocuk beni tanımadı derken, ben onu tanıyamamışım.

Bunu anlatırken bir tane daha geldi aklıma; Kocamla yemeğe çıkmıştık. Tam restorana girdik, telefonum çaldı.Zaten telefonlarım hep çok güzel zamanlarda çalar! Neyse, bir taraftan telefonla konuşuyorum, bir taraftan da oturacağımız masaya yönelmişim. İşte o anda eski iş yerimden bir arkadaşı gördüm. Ne akla hizmetse, kulağımda telefon ona yöneldim. Kardeşim bitir telefonunu, merhaba diyeceksen ondan sonra de, di mi? Böylece kafanı da yaptığın işe vermiş olursun. Hayır, ben telefon görüşmeme devam ederek, gittim çocuğun başına dikildim. Çocuk da gülümseyerek bana bakıyor. Sonra çocuğun karşısında oturan diğer çocuk, ayağa kalktı “merhaba Esra” dedi. Meğer benim yöneldiğim ikiziymiş. Ne bileyim ben, ikizi olduğunu? Bir dumur da orda yaşadım. Allah’tan ikizi karşısındaymış da, gereksiz açıklamalara girmek gerekmedi.

Bundan sonra beni tanıyan bana gelsin, ilk merhabayı benden beklemesin, feriştahı gelse tanımam, söyleyeyim!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s